-
1 yan
1.1) сторона́, бокyana doğru — в сто́рону, на́бок
öte yan dan — с друго́й стороны́
biryanı hiç tutmıyor — у него́ парализо́вана одна́ полови́на те́ла
bu yandan gitti — он пошёл по э́той стороне́
2) воен. флангyan ateşi — фла́нговый ого́нь
yan emniyeti — обеспе́чение фла́нгов, фла́нговое прикры́тие
yan korunması или yan örtmesi — фла́нговое (боково́е) прикры́тие
açık yan — откры́тый фланг
3) про́фильyandan — а) со сто́роны, сбо́ку; б) в про́филь
yüzü yandan çok güzeldir — её лицо́ в про́филь о́чень краси́во
4) мат. часть уравне́ния (левая или правая)2.боково́йyan — сер боково́й карма́н
yan çizgi — бокова́я ли́ния (у рыбы)
yan görünüş — про́филь; вид сбо́ку
yan kapı — бокова́я дверь
3.в функции служ. имени:- - ın yan ına -
2 savak
водосброс, водослив, шлюз, водоток- batık savak
- Çipoletti savağı
- daldırma savağı
- dip savak
- dolu savak
- kalın eşikli savak
- otomatik dolu savak
- ölçü savağı
- taşma savağı
- üç köşe savağı
- yan dolu savak
- yan savak
- yedek savakİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > savak
См. также в других словарях:
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
2009–10 Mersin İdmanyurdu season — Mersin İdmanyurdu MİY 2009–10 Season: TFF First League 2009–10 League position: 13th Turkish Cup: Eliminated at R 3 Most appearances … Wikipedia
gözetlemek — i 1) Birine veya bir şeye gizlice bakmak ... yarı kanadı açık pencereden odanın içini gözetlediler. P. Safa 2) Birinin yaptıklarını belli etmeden izlemek Bitişik yalının taze gelini sabah işlerini görürken yan pencereden gözetlemek esaslı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
poz — is., Fr. pose 1) Resim ve fotoğrafta duruş Yastıkları hastaya vereceğim yan oturma pozuna göre dizdim. R. N. Güntekin 2) Fotoğrafta objektifin açık kaldığı süre 3) Fotoğraf makinesinde kullanılan filmde her bir kare 4) mec. Kurum, çalım Atasözü,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sepet — is., Far. seped 1) Saz, kamış veya ince dallardan örülerek yapılan, genellikle sapı olan, yiyecek ve eşya taşımak için kullanılan kap 2) sf. Bu kabın aldığı ölçüde Bir sepet elma. 3) sf. Bu kap biçiminde örülerek yapılmış Sepet sandık. Sepet… … Çağatay Osmanlı Sözlük
uğur — 1. is., ğru, hlk. Ön veya yan Evlerinin uğru bakla / Al beni koynunda sakla Halk türküsü 2. is., ğru Hedef, amaç, gaye, yol Bu uğurda rahatlarını, servetlerini feda ederler; canlarını tehlikeye koyarlar. H. C. Yalçın 3. is. 1) Bazı olaylarda… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıram sıram dizilmek — sıra veya sıralar oluşturacak biçimde yan yana, arka arkaya gelmek Sokaklarımızda sıram sıram dizili, üstü açık çöp varillerinden rızkını çıkarmaya başlamıştı. Y. N. Nayır … Çağatay Osmanlı Sözlük
uyku tutmamak — uyuyamamak İkisini de uyku tutmamıştı. Yan yana uzanmış, yorganı çenelerine kadar çekmiş, gözleri sonuna kadar açık dertlerine yanmışlardı. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük